Hz. Mevlana bu dünyayı bir fare deliğine benzetir.
Sadece bu dünyaya çalışmak, bu dünyadaki bilgileri öğrenmek, ötelerle ilgili hiçbir şeyi umursamamak, bu deliğin ötesine bakamamak fare gibi olmayı da beraberinde getiriyor.
Hz. Mevlana şöyle buyuruyor:
Ey kardeş, nasıl oluyorda, dünya senin gibi
keskin akıllı, yetkin fikirli birisini kendine bağlayabiliyor?
Bas tekmeyi şu ayak bağı olan dünyaya da,
kutluluk elimle okşayayım seni, sıvazlayayım sırtını.
Bu gulyabani bir ömürdür seni çöllere çekip durmuş,
ufak tefek şeylerle seni aldatmış, seni oyalamış.
Kurtul elinden artık şunun.
Aşk yoluna gir.
Aşk yoluna gir de
kendinden kendine bir yolculuk yap ey dostum.
***
Allah’ın mülkü bu kadar genişken
ne diye şu hapishaneye yamanıp kaldın?
Düşünce düğümünü az düğümle de gönül açıklığını gör.
uçsuz bucaksız gönlünü seyret.
Candan ve cihandan geç de,
o vakit canı da seyret cihanı da.
Ona bağlansaydın her bağdan kurtulurdun.
Ben O’na bağlandım, bütün bağlardan kurtuldum.
Kul oldum hür oldum.
Sadece Allah’a hayranım ben, başka bir şey bilmiyorum.
***
Bil ki, neyi arıyorsan,
onun aynısın, aradığın sende gizlidir.
Kendini burda ulu tutarsan,
gerçek alemde başın önüne düşer, alçalırsın.
Aşk aleminde
bilgi bilgisizliktir.
Aşkın cahili bile,
şu sıra bilginlerinin alimlerinden üstündür.
Bir kimsede canlar canı yoksa
bil ki alım da yoktur.
Fakat nice kişiler,
yok olup gidecek bir surete can feda ederler.
Dünya bir elektir,
bizse ona konmuş unuz sanki.
Elekten geçtin mi arısın,
geçmedin mi kılçıksın, samansın.