Dindar mısın?
İnsanların özellikleri anlatılırken “dindar” şeklinde bir sıfatı hepimiz duymuşuzdur.
‘O dindardır’ denir.
Acaba ne demektir?
Hiç düşündük mü?
Eğer dindar sözü dinine bağlı demekse, diğerleri neye bağlı olacak? Nefsine bağlı veya heva ve hevesine bağlı mı diyeceğiz? Veya dindarlık; müezzinin çağrısına gider, 5 vakit namazını kılar demek oluyorsa... Diğerine ne diyeceğiz? O namaz kılmaz. Ezana kulak asmaz. Ezan ha okunmuş ha okunmamış? Allah ha çağırmış ha çağırmamış umurunda değildir mi diyeceğiz? Veya dindarlık, Allah’ın emir ve yasaklarını yapar demekse.. Diğerleri için ne denecek? O başkalarının sözünü dinler. Ajandasında birinci sırada Allah yoktur. Başkaları onun için daha önceliklidir. Onların yap dediklerini yapar, yapma dediklerini yapmaz. Ya da kendi kafasına göre hareket eder mi denecek? Veya dindarlık, günleri geceleri Allah’la geçer, Allah’ı unutmaz demekse, diğerlerine ne denir? İşi gücü dünya, malayani, boş işler mi denecek? Veya dindarlık, ahiret onun için daha sevimlidir, ölümden korkmaz demekse, diğerleri kendini dünyanın cazibesine kaptırmış, dünyayı seven ve uzun yıllar dünya hayatını yaşamak arzusuyla dolu mu diyeceğiz? Veya dindarlık, dinin gereklerini öğrenir, onları uygular demekse diğerlerine ne denecek? Din bilgileri umurunda değildir? Başka şeylere, malayani faaliyetlere merak salmış, onların peşindedir, ya da o sınavlara hazırlanır, test çözer, önemli gördüğü okulları kazanmak için çalışır? Dünyasını kurtarmak derdindedir mi denecek?
Öylese dindarlık herkese lazım!
Demek ki istisnasız herkesin dindar olmaya ihtiyacı var.
Hakikatin safasına ulaşabilme duasıyla...