Genç Yazılar
Genç Hikayeler
Genç Şiirler
Genç Makaleler
Genç Fikirler
Genç Mizah
Haftanın Genç Yazısı
Genç Yazarlar Komitemiz
Üyelik İşlemleri

mail.jpg (2821 bytes)

Yazılarınızı göndermek için tıklayın

 
 
Adınız Soyadınız
E-mail Adresiniz
Arkadaşınız Adı
Arkadaşınız Email Adresi
Email in Konusu
 
Bu yazı 9.11.2011 tarihinden beri 1070 kez okunmuştur
Yazının Başlığı Yazar Adı Gönderilme Tarihi
PELERİN Belirtilmedi 9.11.2011
Her zamankinden daha da soğuktu hava. Pelerinlerimiz yeterince iyi savunmuyordu bizi rüzgardan. Hepsi daha iyi bir vücut istiyorcasına savruluyordu sinirli rüzgarda. Oysa her şey yeni başlamıştı.. pelerinlerimizi yeni giymiştik bu soğuk kış gecesinde. Yanımda bulunan iki arkadaşımın kimler olduğundan emin değildim. Onları biraz daha iyi betimleyebilmek için gözlerimi üzerlerine diktim. Hımm…. Birincisi kendinden emin ve korkusuz bir şekilde duruyordu yanıbaşımızda. Daha genç olduğu belliydi her halinden. Biraz sonra neler olacağından habersiz etrafına “ben buyum işte” dercesine kendini gösteriyordu.. galiba biraz da iri kaslarına güveniyordu… biraz yanılmış olabilirdi bu konuda… çünkü az sonra olacaklarda gücün bir önemi olmayacaktı. Bir an göz göze geldik… ne bakıyorsun dercesine baktı yüzüme… işte bu konuda haklıydı çaylak. Bunun için kafamı diğer tarafa hızlı bir şekilde çevirdim. Şimdi küçük boylu, korkudan titreyen şu zavallıyı anlatma zamanım gelmişti. Sarı saçları rüzgarda dalgalanırken yeşil gözleri korkusunu her yönden belli ediyordu. Elindeki küçük kalemiyle klasik hareketler yapıyor , kendini başka yönlere çekmeye çalışıyordu. Bir ara onunla da göz göze geldik ama ilk pes eden o olmuştu. Bu kez gözlerini kaçıran oydu. Ben usanmadan onu incelemeye devam ettim. Bu sırada dolunayın ışığı ulaşamadan veda ediyordu bize. Kara bulutlar ‘yeter bu kadar samimiyet’ dercesine kızıyordu dostumuza. Oysa o bize yardım etmek için elinden geleni yapmıştı. Gücü ancak bunlara yetiyordu. Ağlamaklı bir şekilde biz de veda ederken ona ; çalıların arasında bir hışırtı duyduk. O muydu acaba dercesine birbirimizin yüzlerine baktık. korkmuştukta biraz. Acaba önce hangimizi alacak düşüncesi içimizi kemiyordu. Galiba ilk alacağı kişiyi düşündüğümüz andan önce seçmişti. Sarı saçlı zavallı çocuk nemli ve korkutucu toprağın üzerinde uyuyuvermişti. Gözleri açık duruyordu. Ölmüş müydü acaba? Hayır hayır. Hemen ölemezdi . öncelikle biraz heyecanlanması gerekiyordu. Ölseydi bedeni şu an bir arada duramazdı. Cesur gence baktım, ne olduğunu hala anlamamıştı. Hala o aptal duruşuyla etrafa bakıyordu. Şimdi beklememiz gerekiyordu. Zavallının kafasından çıktıktan sonra ikimizden birini seçecek ve aynı şeyi bizlere de yapacaktı. Ama benimki bu sefer aynı sonuç olmayacaktı. Bu sefer onu öldürecek ve rahat bir nefes alacaktım. Acaba yine bir planım olmalıydı mı? Yok yok, bu sefer plansız girecektim savaşa. Nasıl olsa her seferinde o seçiyordu silahı. Doğaçlama yapacaktım galiba… düşüncemde sarsıldığımı fark ettim. Yoksa sıra bende miydi diye düşünürken cesurun beni dürttüğünü fark ettim. Bana önündeki yeri gösteriyordu. Baktım, hiçbir şey yoktu… ama, ama önceden vardı. Zavallı çocuk gitmişti. Galiba savaşı ilk kaybeden oydu ve sıra bize gelecekti. Hemen öümüzdeki çalılıklara doğru koşmaya başladık. Bir yolunu bulup sıradaki olmamak için savaşıyorduk cesurla. 5 dk önceki haliyle bu hali arasında büyük bir fark vardı ‘cesur’un. Şimdi bu cesur adamdan cesurluk hakkında hiçbir şey kalmamıştı. Birden olduğum yerde durdum ve onu gözlerimle izlemeye başladım. bir tavşan gibi hızlıydı ve korku içinde koşup uzaklaşmaya devam ediyordu. Bir an doğru düşünmeye başlamış gibiydim. Kaçmamızın bir anlamı yoktu. Eninde sonunda bizi bulup savaşacaktı. Koşmamızın bir önemi yoktu. Olduğum yerde durup onu bekleyecektim. Beklemeliydim de onu kızdırmak daha da zor bir durum ortaya çıkabilirdi. Sırtımdan birinin dürttüğünü fark ettim. Arkamı döndüğümde zavallı çocuğun hala ayakta olduğunu fark ettim… bir dakika bu ölmemiş miydi? Yine yaptığını yapmış kandırmıştı beni. Elindeki bıçağı göğsüme saplarken büyük bir zevk aldığı belliydi kara gözlerinden. kaptanandersen@hotmail.com gökhan çetinkaya
 
Genç yazarlar Kulübü / Web Tasarım : Orhancam